10 Ekim 2012 Çarşamba

ÇOK KİMLİKLİ BİLGE KİŞİ: “ŞAMAN” adlı yazım



 

ÇOK KİMLİKLİ BİLGE KİŞİ: “ŞAMAN”

     Türklerde kam; Kırgız, Özbek ve Kazaklarda baksı; Yakutlarda ise oyun kelimeleriyle eş anlama sahip olan “Şaman” kelimesinin kökeni Mançu dilindeki “Sama Rambi” kelimesine dayanmaktadır.  Şaman olarak adlandırılan kişiler, insanların eski zamanlarda yaşadıkları büyük olayları yorumlayan, insanların merak ettiği, kendi başlarına cevap bulamadığı sorulara cevap bulan, insanların kendilerini, çevresinde olup bitenleri, doğayı anlayabilme ve açıklayabilmelerine yardımcı olan, son olarak da onların daha iyi ve sağlıklı bir hayata sahip olmaları için onlara öğütler veren kişilerdir. Şamanlar bütün bu görevlerini çeşitli hikayeler anlatarak; kopuz, tef ve davul çalarak, raks ederek gerçekleştirirler. Şamanların çoğunlukla davullarını kullanarak anlattığı hikayeler, aslında halka ulaşan birer iletişim aracıdır.
     Şamanların eski zamanlardaki insanlar için önemini vurgulamadan önce şamanların özellikleri hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. En basit tanımıyla şamanlar, ruhlarla insanlar arasında iletişim kuracağına inanılan kişilerdir. Bu kişiler var olan/sıradan yaşamın sınırlarını aşıp, onun ötesini görebilme kabiliyetine sahiplerdir. Ayrıca, şaman olmak sonradan kazanılabilen bir özellik değildir. Kişinin şaman olup olmayacağı çocukluğunda belli olur. Tanrılardan işaret geldikten sonra çocuğun önünde yalnızca üç seçenek vardır. Çocuk ölecek, delirecek ya da şaman olacaktır. Şaman olacak çocuklar, ruhsal durumları, yalnız kalmayı seçmeleri, düş yaşantıları, uykudayken tuhaf şarkılar söylemeleri, uyurgezerlik vb. gibi ayırt edici özellikleri itibariyle diğer çocuklardan ayrılırlar.
     Bir önceki paragrafta şamanların eski zamanlardaki insanlar için çok önemli kişilikler olduğundan bahsetmiştim. Şimdi ise bu konuyu daha derin bir şekilde nedenleriyle ele almak istiyorum. Öncelikle şamanlar, eski zamanlardaki insanların merak duygusuna –anlattıkları hikayelerle- cevap verebilmiş ender kişiliklerdendir. Şu an bile insanların üzerinde kafa yorduğu belki de dünyanın en önemli soru(n)larına, insanların varlık soru(n)larına ışık tutmuş bu bilge insanlar, şamanlar insanların kim veya ne olduklarına, nereden geldiklerine, nereye gideceklerine doğa aracılığıyla cevap vermişlerdir. Bu sorulara cevap bulma isteği bu sorulara cevap verebilen sayılı kişilikleri (şamanları) da hayliyle dönemin önemli şahsiyetleri haline getirmiştir. Aslında bu çizdiğim tablo eski zamanlarda kalmamış, kendini geleceğe, günümüze de taşımıştır. Günümüzde de bu sorular hala insanların üzerinde yoğunlaştığı, kendilerini rahatlatacak, tatmin edecek bir cevap aradığı soru(n)lar değil mi veya bu sorulara cevap verebilen kişilere geçmişteki kadar olmasa da hala yeterince saygı gösterilmiyor mu?
     Şamanlar, eski dönem insanlarının ruhsal ve bedensel sorunlarına çare sunabilme ve onları rahatlatma kabiliyetine sahip kişiliklerdir. O dönem insanlarının yaşamlarını daha iyi ve sağlıklı sürdürebilmelerine daha da önemlisi bu insanların en temel dürtülerine “hayatta kalma” mücadelelerine anlattıkları hikayeler aracılığıyla yardım edebilmeleri, bu bilge insanların yaşanılan dönemde eşsiz bir itibar görmelerine neden olmuştur. Şamanların büyücü, din adamı, koruyucu, hikaye anlatıcısı vb. sıfatlarının yanında “şifacı” olma özellikleri günümüze taşınmış en önemli özelliklerinden biridir. Günümüzde şamanist tedavi yöntemleri adı verilen bu yöntemler Lyubov Passar, Nanai, Ulchi vb. doktorlar tarafından hala kullanılmaktadır. Örneğin, Doktor Passar, eski dönemlerde şamanlar tarafından kullanılan hipnoz yöntemiyle alkolizmi tedavi etmektedir.[1]
     Gün geçtikçe değişen dünyayla birlikte o dönem insanlarının soru(n)ları da değişmekteydi. Şamanlar, insanları değişen dünyaya adapte edebilme yeteneğine sahiplerdi. Şamanların hikayeleri sabit, değişmeyen hikayeler olmayıp dönem insanlarının ihtiyaçlarına cevap niteliği taşıyan hikayelerdir. Şamanlar yaşam şartlarına göre adeta hikayelerini güncelleştirme yoluna gitmişlerdir. İnsanların soru(n)ları gün geçtikçe çoğalmakta ve çeşitlilik kazanmakta olduğu için bu bilge kişilikler anı yakalama çabasına düşmüşlerdi. Aksi takdirde, insanların değişen soru(n)larına cevap bulamadıkları zaman artık onlardan gerekli saygı ve itibarı görmelerine imkan olmayacaktı. Bu yüzden şamanlar, anlattıkları hikayelere gerekli ekleme ve çıkarmaları yaparak onları insanlara iletme yolunu seçmişlerdir.
     Eski dönemlerdeki kutsal törenleri yöneten kişiler de şamanlardı. Şamanlar bu törenler sayesinde toplumsal birlik ve dayanışmayı artırması ve insanlara moral aşılaması yönleriyle de önemli şahsiyetlerdir. Kutsal törenler, eski dönem insanları için en önemli aktivitelerdendi ve insanlar bu törenlerin onlara şans getirdiğine inanıp moral kazanıyorlardı. Tam olarak bilmiyorum ama belki de bu törenlerde günah çıkardıklarına inanıp tören sonrasında günahlarından arındıkları için çok daha moralli ve mutlu yaşıyorlardı. Dolayısıyla bu kutsal törenlerin başı olan şamanlara da saygıda kusur etmiyorlardı. Kutsal törenler, toplumu oluşturan insanları bir arada tutma ve bu insanlar arasındaki birlik ve beraberlik duygularını artırma özelliklerine sahiplerdi.
     Yazımın başlarında da söylediğim gibi şamanlar ruhlarla iletişime geçebilme ve bu dünyanın sınırlarını aşıp ötesini görebilme özelliklerine sahip olduklarından, insanların ölmüş yakınlarıyla iletişime de geçebiliyorlardı. Dolayısıyla şamanlar, insanlar arasındaki aile kavramını da güçlendirmişlerdir. Şamanlar aracılığıyla ölmüş yakınlarından haber alan, onların nereye gittiklerini, durumlarının nasıl olduklarını öğrenen insanlar bazı merak ettiği soruların cevaplarını alabildiği için rahatlama imkanı da bulmuşlardır. Şamanlar insanları akrabalarıyla dolaylı da olsa iletişime sokabildikleri için aile ve akrabalık kavramlarının gelişmesine katkı sağlamışlardır.
     Şamanların büyücü sıfatı olduğundan da bahsetmiştim. Eski dönem insanları “kötü güçler” in var olduğuna inanıp onlardan korktukları için korunma ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzden de kötü ruhları yaptığı çeşitli büyülerle kovduğuna inanılan şamanlara sığınmışlardır. O dönem insanlarının en temel dürtüleri hayatta kalma ve korunma ihtiyacıdır. Varlığını sürdürmek isteyen insanoğlu da günümüzde olduğu gibi güçlü olan varlığın yanında nefes almayı seçmiş ve kendini koruduğuna ve kutsadığına inandığı şamana itibar göstermiştir.
    Yazımın bu aşamasında şaman ve destan-hikaye anlatıcısı arasındaki ilişkiden söz etmek istiyorum. Hikaye anlatıcıları ve şamanlar müziklerinin teknik yönleriyle, şiir sanatlarıyla ve ayin süreçleriyle birbirlerine benzerlik gösterirler. Şamanların birçok özelliklerinin yanında iyi birer hikaye anlatıcısı olduğundan bahsetmiştim. Hikaye anlatıcılığı, bir toplumun kültür ve dil sağlığının ölçü aletidir.[2] Melodi, ritim ve ses efektleri öykülerin mesajlarını iletmek için gerekli olan anahtar kavramlardır. Şamanist hikayecilik geleneği çeşitli yaşam öykülerini, şamanlar hakkındaki çeşitli efsaneleri, çeşitli dinsel törenlere ait olan çeşitli şarkıları vb. konuları ele alır. O dönemlerde şaman olmayıp sadece hikaye anlatıcıları olan kişiler de vardı. Örneğin, Andrei Chuldum ve Borbak Sarglar en ünlü Tuvalı hikaye anlatıcılarındandır.[3] Şamanlar gibi hikaye anlatıcıları da birey ve toplumu düzeltme kabiliyetinde olan insanlardı.[4] Şaman ve hikaye anlatıcılarının aslında çok da kolay bir yaşantıları olmamakla birlikte, sevilen ve saygı duyulan bir hikaye anlatıcısı bir şamana göre daha rahat bir pozisyona sahip olabilirdi. Elbette şamanlara duyulan saygı da çok büyüktü ancak bu saygı daha çok korkudan kaynağını almaktaydı. Bu hikaye anlatıcıları, insanlar tarafından büyük bir saygı görmelerinin yanında düğünlere, törenlere, sosyal ve politik toplantılara da davet edilirlerdi. Bu hikayecilerden bazıları kendilerini şaman ya da kahin olarak da adlandırmışlardır. (Tuvan Shokshui Salchok of Mongun-Tolga)[5] Hikaye anlatıcısı hikayelerini dillendirirken kelimelerin gücünden ruhları çağırırken de müzikten, çeşitli şarkılardan yararlanırdı.
     Ayrıca Şamanist gizemli hikayelerdeki karakterler üzerine de kısa bir parantez açmak istiyorum. Bu hikayelerdeki karakterler tanrısal konum ile insanoğlu konumları arasında kurulmuştur. Kahramanlar ve onların rakipleri gökyüzündeki cisimlerle ilişkilendirilmişlerdir: güneşin oğlu, ayın oğlu, kainatın oğlu, güneşin ve ayın ışığıyla parıldayan kız veya altın adam, gümüş adam, demir adam. Ayrıca kahraman dövüştüğü zaman yeryüzü deprem olurcasına sallanır ve kahraman düşmanlarıyla olan mücadelelerinde ormanın veya bozkırın hayvanlarından yardım alır. Bu hayvanlar bazen ayı, bazen kartal, bazen kuzgun bazen de tavşan olabilir. Kahramanların yardımcıları arasında yaşlı bilge erkek veya kadın karakterler de olabilir.[6]
     Yukarıda bahsettiğim üzere, şamanlar eski dönemlerdeki insanlar için sadece birer din adamı değillerdi. Onlar aynı zamanda insanların merak ettiği varlık soru(n)larına cevap bulan birer bilge kişi, insanların hastalıklarına çözüm bulan birer şifacı, insanları değişen dünyaya adapte eden birer öğretmen, toplumsal birlik ve beraberliğin kaynağı kutsal törenleri yöneten birer lider, insanları ölmüş yakınlarıyla iletişime geçiren birer aracı, onları kötü ruhlardan arındıran birer koruyucu ve sıra dışı kıyafetler giyen, hikmet sahibi birer hikaye anlatıcısıydılar.
    
    DİPNOTLAR:

[1]“ Göçebe Toplumun Rehberi Olarak Şamanlar,” Radikal Genç, erişim Ekim 4, 2012, 



[2] “ Göçebe Toplumun Rehberi Olarak Şamanlar,” Radikal Genç, erişim Ekim 4, 2012, 



[3] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia 

(Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 83-86. 



[4] Kira Van Deusen, “Storytelling as a Shamanic Art: The Udeghe People of the Amur Region,”

 Shamanism and other Indigenous Beliefs and Practices(1999), erişim 05.10.2012, 



[5] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia

 (Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 92.


[6] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia

 (Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 99.

    
  KAYNAKÇA:
1.      1) Deusen, Kira Van. Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia. Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004.

2.       2)Radikal Genç.  “ Göçebe Toplumun Rehberi Olarak Şamanlar.” Erişim Ekim 4, 2012. http://www.radikalgenc.com/bilim/sosyoloji/samanlar.

3.       3)Deusen, Kira Van. “Storytelling as a Shamanic Art: The Udeghe People of the Amur Region.” Shamanism and other Indigenous Beliefs and Practices. (1999), erişim 05.10.2012. http://www.kiravan.com/Articles/Udeghe_People_aticle.html.



    
    
    
    




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder