ÇOK KİMLİKLİ BİLGE KİŞİ: “ŞAMAN”
Türklerde kam; Kırgız, Özbek ve Kazaklarda
baksı; Yakutlarda ise oyun kelimeleriyle eş anlama sahip olan “Şaman”
kelimesinin kökeni Mançu dilindeki “Sama Rambi” kelimesine dayanmaktadır. Şaman olarak adlandırılan kişiler, insanların
eski zamanlarda yaşadıkları büyük olayları yorumlayan, insanların merak ettiği,
kendi başlarına cevap bulamadığı sorulara cevap bulan, insanların kendilerini,
çevresinde olup bitenleri, doğayı anlayabilme ve açıklayabilmelerine yardımcı
olan, son olarak da onların daha iyi ve sağlıklı bir hayata sahip olmaları için
onlara öğütler veren kişilerdir. Şamanlar bütün bu görevlerini çeşitli
hikayeler anlatarak; kopuz, tef ve davul çalarak, raks ederek
gerçekleştirirler. Şamanların çoğunlukla davullarını kullanarak anlattığı
hikayeler, aslında halka ulaşan birer iletişim aracıdır.
Şamanların eski zamanlardaki insanlar için
önemini vurgulamadan önce şamanların özellikleri hakkında biraz bilgi vermek
istiyorum. En basit tanımıyla şamanlar, ruhlarla insanlar arasında iletişim
kuracağına inanılan kişilerdir. Bu kişiler var olan/sıradan yaşamın sınırlarını
aşıp, onun ötesini görebilme kabiliyetine sahiplerdir. Ayrıca, şaman olmak
sonradan kazanılabilen bir özellik değildir. Kişinin şaman olup olmayacağı
çocukluğunda belli olur. Tanrılardan işaret geldikten sonra çocuğun önünde
yalnızca üç seçenek vardır. Çocuk ölecek, delirecek ya da şaman olacaktır.
Şaman olacak çocuklar, ruhsal durumları, yalnız kalmayı seçmeleri, düş
yaşantıları, uykudayken tuhaf şarkılar söylemeleri, uyurgezerlik vb. gibi ayırt
edici özellikleri itibariyle diğer çocuklardan ayrılırlar.
Bir önceki paragrafta şamanların eski
zamanlardaki insanlar için çok önemli kişilikler olduğundan bahsetmiştim. Şimdi
ise bu konuyu daha derin bir şekilde nedenleriyle ele almak istiyorum.
Öncelikle şamanlar, eski zamanlardaki insanların merak duygusuna –anlattıkları
hikayelerle- cevap verebilmiş ender kişiliklerdendir. Şu an bile insanların
üzerinde kafa yorduğu belki de dünyanın en önemli soru(n)larına, insanların
varlık soru(n)larına ışık tutmuş bu bilge insanlar, şamanlar insanların kim
veya ne olduklarına, nereden geldiklerine, nereye gideceklerine doğa
aracılığıyla cevap vermişlerdir. Bu sorulara cevap bulma isteği bu sorulara
cevap verebilen sayılı kişilikleri (şamanları) da hayliyle dönemin önemli
şahsiyetleri haline getirmiştir. Aslında bu çizdiğim tablo eski zamanlarda
kalmamış, kendini geleceğe, günümüze de taşımıştır. Günümüzde de bu sorular
hala insanların üzerinde yoğunlaştığı, kendilerini rahatlatacak, tatmin edecek
bir cevap aradığı soru(n)lar değil mi veya bu sorulara cevap verebilen kişilere
geçmişteki kadar olmasa da hala yeterince saygı gösterilmiyor mu?
Şamanlar, eski dönem insanlarının ruhsal
ve bedensel sorunlarına çare sunabilme ve onları rahatlatma kabiliyetine sahip
kişiliklerdir. O dönem insanlarının yaşamlarını daha iyi ve sağlıklı sürdürebilmelerine
daha da önemlisi bu insanların en temel dürtülerine “hayatta kalma” mücadelelerine
anlattıkları hikayeler aracılığıyla yardım edebilmeleri, bu bilge insanların yaşanılan
dönemde eşsiz bir itibar görmelerine neden olmuştur. Şamanların büyücü, din
adamı, koruyucu, hikaye anlatıcısı vb. sıfatlarının yanında “şifacı” olma özellikleri
günümüze taşınmış en önemli özelliklerinden biridir. Günümüzde şamanist tedavi
yöntemleri adı verilen bu yöntemler Lyubov Passar, Nanai, Ulchi vb. doktorlar
tarafından hala kullanılmaktadır. Örneğin, Doktor Passar, eski dönemlerde şamanlar
tarafından kullanılan hipnoz yöntemiyle alkolizmi tedavi etmektedir.[1]
Gün geçtikçe değişen dünyayla birlikte o
dönem insanlarının soru(n)ları da değişmekteydi. Şamanlar, insanları değişen
dünyaya adapte edebilme yeteneğine sahiplerdi. Şamanların hikayeleri sabit, değişmeyen
hikayeler olmayıp dönem insanlarının ihtiyaçlarına cevap niteliği taşıyan
hikayelerdir. Şamanlar yaşam şartlarına göre adeta hikayelerini güncelleştirme
yoluna gitmişlerdir. İnsanların soru(n)ları gün geçtikçe çoğalmakta ve
çeşitlilik kazanmakta olduğu için bu bilge kişilikler anı yakalama çabasına
düşmüşlerdi. Aksi takdirde, insanların değişen soru(n)larına cevap
bulamadıkları zaman artık onlardan gerekli saygı ve itibarı görmelerine imkan
olmayacaktı. Bu yüzden şamanlar, anlattıkları hikayelere gerekli ekleme ve
çıkarmaları yaparak onları insanlara iletme yolunu seçmişlerdir.
Eski dönemlerdeki kutsal törenleri yöneten
kişiler de şamanlardı. Şamanlar bu törenler sayesinde toplumsal birlik ve dayanışmayı
artırması ve insanlara moral aşılaması yönleriyle de önemli şahsiyetlerdir.
Kutsal törenler, eski dönem insanları için en önemli aktivitelerdendi ve
insanlar bu törenlerin onlara şans getirdiğine inanıp moral kazanıyorlardı. Tam
olarak bilmiyorum ama belki de bu törenlerde günah çıkardıklarına inanıp tören
sonrasında günahlarından arındıkları için çok daha moralli ve mutlu
yaşıyorlardı. Dolayısıyla bu kutsal törenlerin başı olan şamanlara da saygıda
kusur etmiyorlardı. Kutsal törenler, toplumu oluşturan insanları bir arada
tutma ve bu insanlar arasındaki birlik ve beraberlik duygularını artırma
özelliklerine sahiplerdi.
Yazımın başlarında da söylediğim gibi
şamanlar ruhlarla iletişime geçebilme ve bu dünyanın sınırlarını aşıp ötesini
görebilme özelliklerine sahip olduklarından, insanların ölmüş yakınlarıyla
iletişime de geçebiliyorlardı. Dolayısıyla şamanlar, insanlar arasındaki aile
kavramını da güçlendirmişlerdir. Şamanlar aracılığıyla ölmüş yakınlarından
haber alan, onların nereye gittiklerini, durumlarının nasıl olduklarını öğrenen
insanlar bazı merak ettiği soruların cevaplarını alabildiği için rahatlama
imkanı da bulmuşlardır. Şamanlar insanları akrabalarıyla dolaylı da olsa
iletişime sokabildikleri için aile ve akrabalık kavramlarının gelişmesine katkı
sağlamışlardır.
Şamanların büyücü sıfatı olduğundan da
bahsetmiştim. Eski dönem insanları “kötü güçler” in var olduğuna inanıp
onlardan korktukları için korunma ihtiyacı duymuşlardır. Bu yüzden de kötü
ruhları yaptığı çeşitli büyülerle kovduğuna inanılan şamanlara sığınmışlardır.
O dönem insanlarının en temel dürtüleri hayatta kalma ve korunma ihtiyacıdır.
Varlığını sürdürmek isteyen insanoğlu da günümüzde olduğu gibi güçlü olan
varlığın yanında nefes almayı seçmiş ve kendini koruduğuna ve kutsadığına
inandığı şamana itibar göstermiştir.
Yazımın bu aşamasında şaman ve destan-hikaye
anlatıcısı arasındaki ilişkiden söz etmek istiyorum. Hikaye anlatıcıları ve
şamanlar müziklerinin teknik yönleriyle, şiir sanatlarıyla ve ayin süreçleriyle
birbirlerine benzerlik gösterirler. Şamanların birçok özelliklerinin yanında
iyi birer hikaye anlatıcısı olduğundan bahsetmiştim. Hikaye anlatıcılığı, bir
toplumun kültür ve dil sağlığının ölçü aletidir.[2]
Melodi, ritim ve ses efektleri öykülerin mesajlarını iletmek için gerekli olan anahtar
kavramlardır. Şamanist hikayecilik geleneği çeşitli yaşam öykülerini, şamanlar
hakkındaki çeşitli efsaneleri, çeşitli dinsel törenlere ait olan çeşitli şarkıları
vb. konuları ele alır. O dönemlerde şaman olmayıp sadece hikaye anlatıcıları
olan kişiler de vardı. Örneğin, Andrei Chuldum ve Borbak Sarglar en ünlü Tuvalı
hikaye anlatıcılarındandır.[3] Şamanlar
gibi hikaye anlatıcıları da birey ve toplumu düzeltme kabiliyetinde olan
insanlardı.[4]
Şaman ve hikaye anlatıcılarının aslında çok da kolay bir yaşantıları olmamakla
birlikte, sevilen ve saygı duyulan bir hikaye anlatıcısı bir şamana göre daha
rahat bir pozisyona sahip olabilirdi. Elbette şamanlara duyulan saygı da çok
büyüktü ancak bu saygı daha çok korkudan kaynağını almaktaydı. Bu hikaye
anlatıcıları, insanlar tarafından büyük bir saygı görmelerinin yanında
düğünlere, törenlere, sosyal ve politik toplantılara da davet edilirlerdi. Bu
hikayecilerden bazıları kendilerini şaman ya da kahin olarak da
adlandırmışlardır. (Tuvan Shokshui Salchok of Mongun-Tolga)[5] Hikaye
anlatıcısı hikayelerini dillendirirken kelimelerin gücünden ruhları çağırırken
de müzikten, çeşitli şarkılardan yararlanırdı.
Ayrıca Şamanist gizemli hikayelerdeki
karakterler üzerine de kısa bir parantez açmak istiyorum. Bu hikayelerdeki
karakterler tanrısal konum ile insanoğlu konumları arasında kurulmuştur.
Kahramanlar ve onların rakipleri gökyüzündeki cisimlerle ilişkilendirilmişlerdir:
güneşin oğlu, ayın oğlu, kainatın oğlu, güneşin ve ayın ışığıyla parıldayan kız
veya altın adam, gümüş adam, demir adam. Ayrıca kahraman dövüştüğü zaman
yeryüzü deprem olurcasına sallanır ve kahraman düşmanlarıyla olan
mücadelelerinde ormanın veya bozkırın hayvanlarından yardım alır. Bu hayvanlar
bazen ayı, bazen kartal, bazen kuzgun bazen de tavşan olabilir. Kahramanların
yardımcıları arasında yaşlı bilge erkek veya kadın karakterler de olabilir.[6]
Yukarıda bahsettiğim üzere, şamanlar eski
dönemlerdeki insanlar için sadece birer din adamı değillerdi. Onlar aynı
zamanda insanların merak ettiği varlık soru(n)larına cevap bulan birer bilge
kişi, insanların hastalıklarına çözüm bulan birer şifacı, insanları değişen
dünyaya adapte eden birer öğretmen, toplumsal birlik ve beraberliğin kaynağı
kutsal törenleri yöneten birer lider, insanları ölmüş yakınlarıyla iletişime
geçiren birer aracı, onları kötü ruhlardan arındıran birer koruyucu ve sıra
dışı kıyafetler giyen, hikmet sahibi birer hikaye anlatıcısıydılar.
DİPNOTLAR:
[3] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia
(Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 83-86.
[4] Kira Van Deusen, “Storytelling as a Shamanic Art: The Udeghe People of the Amur Region,”
Shamanism and other Indigenous Beliefs and Practices, (1999), erişim 05.10.2012,
[5] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia
(Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 92.
[6] Kira Van Deusen, Singing Story, Healing Drum: Shamans and Storytellers of Turkic Siberia
(Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University Press, 2004), 99.
KAYNAKÇA:
1. 1) Deusen, Kira Van.
Singing Story, Healing Drum: Shamans and
Storytellers of Turkic Siberia. Monreal, QC, CAN: McGill-Quenn’s University
Press, 2004.
2. 2)Radikal
Genç. “ Göçebe Toplumun Rehberi Olarak
Şamanlar.” Erişim Ekim 4, 2012. http://www.radikalgenc.com/bilim/sosyoloji/samanlar.
3. 3)Deusen, Kira Van.
“Storytelling as a Shamanic
Art: The Udeghe People of the Amur Region.” Shamanism and
other Indigenous Beliefs and Practices. (1999), erişim 05.10.2012. http://www.kiravan.com/Articles/Udeghe_People_aticle.html.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder